YEDİKITA MART 2020 (139. SAYI)
Hücre-i Saadet'i Keşfedin!
Ol Resûl-i müctebâ hem rahmeten li'l-âlemin
Bende medfûndur deyü eflâke fahr eyler zemîn
Arzın, semaya karşı iftihar vesilesidir Hücre-i Saadet. Efendimiz Aleyhisselam’ın dünya hayatlarındaki ikametgâhları, vefatlarından sonra da istirahatgâhları olan Hücre-i Mutahhara hakkında bildiklerimiz maalesef çok az. Hatta bilinenlerin bir kısmı da yanlış ve hatalı. Bu kabilden olarak, “Peygamber Efendimiz’in sandukası” alt yazısını taşıyan resimler elden ele dolaşıyor. Halbuki Efendimiz’in kabr-i şerifleri üzerinde herhangi bir sanduka olmadığı gibi mezarlarının toprağını gören son gözler kapanalı da 500 yıl oldu.
“Hicaz Özel” yazılarımızın belki de en dikkat çekicisi ile karşınızdayız bu ay. Medine-i Münevvere’nin remzi olmuş Yeşil Kubbe’nin tam altında, Allah Resûlü (sallallâhü aleyhi ve sellem) ve iki dostunun medfun olduğu Hücre-i Saadet’i bütün tarihî ve güncel detaylarıyla sizler için sayfalarımıza taşıdık. İlaveten; etrafını şebekelerin çevrelediği, içerisinde Hücre-i Saadet’in, Hz. Fatıma (r.anha) validemizin sandukasının ve Mihrab-ı Fatıma’nın bulunduğu iç kısmın 3 boyutlu çizimlerini sizler için hazırlattık. Böylece hem metin hem görsel olarak, mukaddes mekâna dair en tafsilatlı araştırmayı yayınlamış oluyoruz.
Gökyüzüne karşı övünen toprağı, aslında kendisiyle teyemmüm yapılabilir kılan şey de yine “kadem-i resûl”dür. Bu hakikat, Osmanlı asırlarından bugüne şu beyit ile yansır:
Basmasa mübarek kademin rûy-ı zemîne
Pâk etmezdi kimseyi hâk ile teyemmüm
Ecdadın peygamber sevgisini ve ona olan hürmetini daha iyi anlayabilmek adına, istifadeli okumalar diler, Miraç Kandili’nizi tebrik ederiz.
Not: Kıymetli okurlarımız; bu ay dergimizde kullandığımız mukaddes mekânlara, nesnelere ait fotoğraflar ve âyeti kerîmeler sebebiyle, icap eden hürmet ve hassasiyetin gösterilmesini önemle rica ederiz.